Balkanlar
Saraybosna kuşatmasında 1425 gün boyunca yaşananlar unutulmuyor
Saraybosna kuşatmasının şahitlerinden Samir Doric, “Uçaklar o kadar yakından uçuyorlardı ki pilotun yüzünü görebiliyorduk. Uçaktan çıkan ses o kadar korkutucuydu ki Saraybosnalılar tam bir psikolojik şiddete maruz kalıyordu.” dedi.
Bosna Hersek’te 1992-1995’teki savaşta 4 yıla yakın Sırp saldırıları altında kalan başkent Saraybosna’da yaşananlar, kuşatmanın üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen akıllardaki yerini koruyor.
Bosna Hersek’teki savaşta, Sırp güçlerince 5 Nisan 1992’de barikatların kurulduğu, 6 Nisan’da ise ilk bombanın atıldığı Saraybosna’da yaşananlara şahit olanlar, 1425 gün süren kuşatmayı unutamıyor.
Saraybosna kuşatmasının şahitlerinden Samir Doric, 4 yıla yakın süren zor günlerini AA muhabirine anlattı.
Ülkede savaş başlamadan önce Hırvatistan’daki savaşın devam ettiğini belirten Doric, savaş başladığında bir çocuk olduğunu ve yaşanacakları hayal bile edemediğini ifade etti.
Doric, “Tek fark ettiğimiz şey okulların ara sıra tatil olması ve sınıflarımızdaki Sırp arkadaşlarımızın artık bizimle oynamaktan ve takılmaktan uzak durmaya başladıklarıydı. Biz asıl sebebin tam olarak ne olduğunu anlayamıyorduk.” diye konuştu.
Savaş başlamadan önce, Sırp komşularının kızının kendilerine “savaşın başlayabileceği” yönünde bilgi verdiğini ifade eden Doric, mahallesindeki Sırplardan büyük çoğunluğunun savaşın başlayacağını bildiğini ancak Boşnakların durumdan habersiz olduğunu kaydetti.
“Uçaklar o kadar yakından uçuyorlardı ki pilotun yüzünü görebiliyorduk”
Doric, 4 Nisan 1992’de izlemiş olduğu bir bilim kurgu filminde 2020’ye ait görüntülerin gösterildiğini, küçük bir çocuk olarak kendisinin gelecekte neler olacağını merak ettiğini belirterek, savaş istemeyen insanların gösteriler düzenlemeye başlamasıyla filmin yarıda kesildiğini ve canlı yayında binlerce insanın sokağa indiğini gördüklerini ifade etti.
Gösterilerin başlamasıyla savaş uçaklarının Saraybosna üzerinde uçmaya başladığını belirten Doric, “Uçaklar o kadar yakından uçuyorlardı ki pilotun yüzünü görebiliyorduk. Uçaktan çıkan ses o kadar korkutucuydu ki Saraybosnalılar tam bir psikolojik şiddete maruz kalıyordu. Tüm bunlar yaşandığında, ben de bir çocuk olarak ağlamaya başladım. Sanki birisi beni hayalini kurduğum hayatta, uykudan uyandırmış ve gerçek hayatla karşılaşmış gibi oldum. Bu gerçek, savaşın başlamış olmasıydı.” diye konuştu.
Doric, savaşın başlamasıyla, yaşadıkları mahallenin Sırpların saldırıları sonrası çatışma bölgesine dönüştüğünü söyleyerek, evlerini terk ettiklerini ve Saraybosna’daki Alipasino Polje semtinde, 16 katlı bir binanın son katına taşındıklarını belirtti.
Yaşadıkları binada elektrik ve suyun olmadığının altını çizen Doric, insanların su almak için kilometrelerce yol katettiklerini, bunlardan kimisinin su yolunda, kimisinin su sırasında ya da su aldıktan sonra ev yolunda keskin nişancıların ve havan topu saldırılarının hedefi haline gelerek öldüğünü söyledi.
Doric, Yugoslav Halk Ordusunun 1984-1987 arasında, Saraybosna’nın kuşatmaya ne kadar dayanabileceği üzerine bir çalışma yaptığının ortaya çıktığını belirterek, bunun savaş hazırlıkların uzun yıllar önce yapıldığının göstergesi olduğunu kaydetti.
k”Kuşatma altındaki Saraybosna’daki çocukluklar, başka yerlerdekilerden farklıydı”
Saraybosna’da yaşamın, evde ya da dışarda fark etmeksizin tehlikeli olduğunu dile getiren Doric, “Saldırıların olmadığı zamanlarda dışarı çıkıyorduk ancak oynadığımız şeyler bildiğiniz çocuk oyunları, konuştuklarımız ise çocukların konuştukları türden şeyler değildi. Kuşatma altındaki Saraybosna’daki çocukluklar, başka yerlerdekilerden farklıydı.” değerlendirmesinde bulundu.
Doric kuşatmanın devam ettiği süre boyunca Saraybosnalıların, yaşananları unutmasının mümkün olmadığının altını çizerek, “Saraybosna’da hayat şartları akıl alır gibi değildi. Yaşananları kelimelerle anlatmak çok zor, bunu ancak yaşayan anlayabilir. Bugün bile savaş yıllarına ait görüntüler izlediğimde ‘Bu insanlar bu şartlarda nasıl yaşadılar?’ diye düşünüyorum ama sonrasında benim de o insanlardan birisi olduğumu hatırlıyorum.” ifadelerini kullandı.
İnsanların zor savaş şartlarına rağmen gururlu şekilde yaşananlara katlandığını belirten Doric, “Elhamdülillah, Saraybosna hayatta kaldı.” dedi.
Saraybosna, 29 Şubat 1996’ya kadar kuşatma altında kaldı
Avrupa Birliği (AB), 15 Ocak 1992’de Slovenya ve Hırvatistan’ın bağımsızlığını kabul ederken, Bosna Hersek’in bağımsızlığı için referandum yapılmasını şart koştu. Bunun üzerine Bosna Hersek, Şubat 1992’de bağımsızlık referandumu yapma kararı aldı.
Bosna Hersek’in, 1 Mart 1992’deki referandumunda bağımsız bir devlet olmasının hemen ardından 5 Nisan 1992’de Saraybosna’da, Sırp birliklerince kuşatma hazırlıkları başladı, kentin dört bir tarafına barikatlar kuruldu.
Sırp keskin nişancılar, 5 Nisan’da Saraybosna’da iki sivil Suada Dilberovic ve Olga Sucic’i öldürdü, Sırpların savaş karşıtı gösteri yapan Saraybosnalılara ateş açması sonucu birçok kişi de yaralandı.
Saraybosna’yı çevreleyen tepelere 13 bin kişilik kuşatma kuvvetleriyle konuşlanan Sırplar, buradan ağır ve hafif silahlarla saldırarak şehri abluka altına aldı. Buna karşılık Bosna Devleti Savunma Kuvvetleri (Bosna Hersek Cumhuriyeti Ordusu-ARBiH) kuşatma altındaki şehirde 19 ay içinde 70 bin kişilik ordu kurdu ancak bu ordu yeterli teçhizata sahip değildi ve kuşatmayı kırmaya gücü yetmedi.
Saraybosna, 29 Şubat 1996’ya kadar kuşatma altında kaldı.
Tarihin en uzun süren kuşatmalarından birisini yaşayan Saraybosna’da 1601’i çocuk toplam 11 bin 541 kişi hayatını kaybetti, kente günde ortalama 329 havan topu düştü.
Bosna Hersek’teki kanlı savaş, 21 Kasım 1995’te ABD’nin Ohio eyaletindeki Dayton Hava Üssü’nde, Boşnak, Sırp ve Hırvat tarafların anlaşmasıyla sona erdi.
Dayton Barış Antlaşması, ABD’li diplomat Richard Hallbrooke’un girişimleriyle Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç, eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic ve eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından paraf edildi.
“Avrupa’nın Kudüs’ü” Saraybosna’da 6 Nisan olayları
İçerisinde farklı dinleri barındırması nedeniyle “Avrupa’nın Kudüs’ü” olarak betimlenen Saraybosna’da, tarih boyunca 3 kez 6 Nisan’da farklı olaylar yaşandı.
İkinci Dünya Savaşı’nda, 6 Nisan 1941’de Nazi Almanya’sı tarafından bombalanan Saraybosna, eski Yugoslavya ordusunun işgalci kuvvetlere karşı başlattığı operasyon sonucu, 4 yıl sonra yine aynı gün, 6 Nisan 1945’te düşman işgalinden kurtarıldı.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında 7 bin 92’si Yahudi olmak üzere, 10 bin 961 Saraybosnalı hayatını kaybetti.
Saraybosna, ülkedeki son savaşta 6 Nisan 1992’de ilk kez bombalandı ve 1425 gün kuşatma altında kaldı.
Başkentin 6 Nisan’da Nazi işgalinden kurtulması vesilesiyle o gün Saraybosna Şehir Günü olarak kutlanırken, taşıdığı ağır anlamlar sebebiyle o günde Saraybosna kuşatmasının kurbanları da anılıyor.